- tavla oyunu
- nerd
Türk-Kürt Sözlük. 2013.
Türk-Kürt Sözlük. 2013.
NARDEŞİR — Tavla oyunu … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
KÜVBE — Tavla oyunu. * Dümbelek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
gülbahar — is., esk., Far. gul + bahār 1) Kırmızı boya elde etmede kullanılan iyi bir cins toprak 2) Bir tavla oyunu … Çağatay Osmanlı Sözlük
hapis — is., psi, Ar. ḥabs 1) Bir yere kapatıp salıvermeme 2) Yasalara göre suçu belirlenen bir kimseyi cezaevine koyma cezası 3) Cezaya çarptırılmış suçluların kapatıldıkları yer, cezaevi, hapishane Sadakatinin mükâfatını hapiste aç kalmakla görür. B.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kız tavlası — is. Belli bir düzene göre sıralanmış pulların gelen zara göre önce kendi hanesinde yayılması ve sonra toplanmasıyla oynanan tavla oyunu … Çağatay Osmanlı Sözlük
mahpus — sf., Ar. maḥbūs 1) Kapatılmış, hapsedilmiş (kimse) 2) is. Bir çeşit tavla oyunu 3) is., hlk. Hapishane At martini Debreli Hasan, dağlar inlesin / Drama mahpusunda, aman dostlar dinlesin. H. Türküsü Birleşik Sözler mahpushane … Çağatay Osmanlı Sözlük
oyun — is. 1) Vakit geçirmeye yarayan, belli kuralları olan eğlence Tenis, tavla, dama, çelik çomak, bale oyundur. 2) Kumar Bazıları oyun başından kalkar kalkmaz her şeyi unuturlar. P. Safa 3) Şaşkınlık uyandırıcı hüner Hokkabazın oyunu. Cambazın oyunu … Çağatay Osmanlı Sözlük
mars etmek — 1) tavla oyununda karşısındakine hiçbir pul toplamaya fırsat vermeden, kendi pullarını toplayıp oyunu kazanmak İkinci oyunda beni mars etti, mantığımı ya da mantıksızlığımı kavramıştı çünkü. T. Uyar 2) tkz. karşısındakini söz söyleyemeyecek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
mars olmak — 1) tavla oyununda pul toplamaya fırsat bulamadan oyunu kaybetmek 2) tkz. söz söyleyemeyecek duruma gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük